din ve ahlak kavramları araştırınız
Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi. Uzun-Kısa Kavramları Etkinlik Sayfaları Türklerin İslami ilimlere ne gibi katkıları olduğunu araştırınız. soran
Kaynaklardan ahlak gelişimin tanımı, önemi, ahlak gelişimi ile ilgili kavramları, Piaget’e ve Kohlberg’in ahlak gelişimi ile ilgili kuram ve dönemlerini araştırarak bilgi
Page2 - 12. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 5. P. 2. 1 2 3 4 5 6 7 2 3 4 5 6 7
LGS Konuları. 8. Sınıf Din Kültürü Konuları – LGS Din Konuları 2022. Bu yazımızda, senin için 8. sınıf Din Konuları listesini hazırladık ve çalışman gereken Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi LGS konularını belirledik! 2 dakikalık okuma. Sonnur tarafından yazıldı, 10.01.2022.
Salat, insanın, inanç, zihin ve ahlak dünyasında sürekli olarak yüce Allah'ın varlığını ve kudretini yüreğinde taşıması, yaptığı her işi Allah için yapması, güzel ahlak sahibi olması, zor durumlarda sadece Allah'a yönelmesi, tüm insanlara adalet ve merhametle muamale etmesi, dini Allah'a özel kılması yani ihlas
Site De Rencontre Pour Gitan Gratuit. Sizce Allah’ın her şeyi gördüğüne inanan bir kişinin davranışları nasıl olur? Sizce Allah’ın her şeyi gördüğüne inanan bir kişinin davranışları nasıl olur? Allah’ın her şeyi gördüğüne inanan bir kişinin davranışları nasıl olur?, Sizce Allah’ın her şeyi gördüğüne inanan bir… Read more » Rahman ve Rahîm kelimelerinin anlamlarını biliyor muyuz? Rahman ve Rahîm kelimelerinin anlamlarını biliyor muyuz? Rahman ve Rahîm kelimelerinin anlamlarını biliyor musunuz?, Rahman ve Rahîm kelimelerinin anlamlarını yazınız, Rahman ve Rahîm kelimelerinin anlamları, Cevap Rahman; dünyada, bütün canlılara… Read more » Sizce, evrende var olan mükemmel düzen nasıl kurulmuştur? – Evrende var olan mükemmel düzen nasıl kurulmuştur? Sizce, evrende var olan mükemmel düzen nasıl kurulmuştur? – Evrende var olan mükemmel düzen nasıl kurulmuştur? Sizce, evrende var olan mükemmel düzen nasıl kurulmuştur?, Sizce, evrendeki mükemmel düzen nasıl kurulmuştur?,… Read more » Yardımlaşma ve dayanışma ile ilgili ayet ve hadis Yardımlaşma ve dayanışma ile ilgili ayet ve hadis “…Kim Müslüman kardeşine yardım eder ve onun ihtiyacını karşılarsa Allah da ona yardım eder. Kim Müslümanın bir sıkıntısını giderirse Allah da kıyamet… Read more » Dinî ve millî bayramlarımızın hangileri olduğunu araştırarak defterinize yazınız. Dinî ve millî bayramlarımızın hangileri olduğunu araştırarak defterinize yazınız. Dinî ve millî bayramlarımız hangileridir? Cevap Dini bayramlarımız hangileridir? Ramazan bayramı Kurban bayramı Millî bayramlarımız hangileridir? 29 Ekim Cumhuriyet bayramı, 23… Read more » Milli Bayramlarda Yaptığımız Etkinlikler Milli Bayramlarda hangi etkinlikleri yaparız? Milli bayram ve törenlerde hangi etkinlikleri yaparız, milli bayramlarımızı nasıl kutluyoruz bayram kutlamalarında neler yapıyoruz, Milli Bayramlardaki törenlerde hangi etkinlikleri yaparız Milli Bayramlarda Yaptığımız 5 Etkinlik Bayram… Read more » Milli Bayramlarda Niçin Evlerimizi ve Okullarımızı Bayraklarla Süslüyoruz? Milli Bayramlarımızın Toplumsal Birlik ve Dayanışma Açısından Önemi Nedir? Milli Bayramların Önemi Nedir? Milli bayramlar millet olduğumuzu hatırladığımız, önemli günlerdir. Bu bayramlar tarihimizin önemli kırılma noktalarının yıl dönümlerine denk gelir…. Read more »
268 Ahlak Gelişimi ve Kavramlar Ahlak gelişimini daha iyi anlayabilmek için konuyla ilgili kavramları inceleyeceğiz. Kavramlar sırasıyla törel davranış, bencillik, öykünmecilik, vicdan, özgeciliktir. Törel davranış, toplumun töresine uygun davranıştır. Her toplumun yerleşik ahlak, inanç, gelenek ve görenekleri vardır. Söz gelimi evlenme töreni toplumsal ilkelere ve kurallara uygun yapılırken aynı zamanda töreye uygun, başka bir deyişle inançlara, ahlaka, geleneklere ve göreneklere de uygun olması istenir. Toplumsal davranışın değeri, özelliği, töreye uygun olması orantısında yükselir. Kişilik gelişimi, bireyin isteğine bağlıdır. Birey, kendisini ne kadar çok geliştirmişse kişilik de o oranda sağlam olur. Çünkü bireyin güdülerine “dur” deyip, onu belirli doğrultulara yöneltecek olan bireyin kendini geliştirme isteğidir. Bireyi çeşitli şekillerde davranışa yönelten fizyolojik ve toplumsal güdüler, bireyin gelişmesiyle birlikte belli bir düzene girer. Böylece kişilik, törel davranışların kişide yerleşik hâle gelmesi olarak kabul edilir. Ahlak, toplum içinde bireylerin iyiye ve kötüye aynı anda doğruya ve yanlışa ilişkin davranış biçimleri ve kurallardır. Ahlak, toplum üyelerinin davranışlarının hangilerinin kötü hangilerinin iyi olduğunu gösterir. Törel gelişim, bireyin toplumsal gelişimi ile ilgilidir ve onun bir uzantısıdır. Törel davranışla ilgili olarak toplumdan topluma iyi-kötü, doğru-yanlış gibi değer yargıları değişebilir. Ahlak, toplumdaki bireyleri uymak zorunda bırakır. Bireyler de bu doğrultuda davranışlarını düzenlerler. Törel gelişim içinde, davranışların toplumun uygun göreceği bir biçimde düzenlenmesi de yer alır. Çocuklar, törel davranışlara doğuştan sahip değildir. Daha çok öğrenerek, yaşayarak, uygulayarak benimserler. Çocuk doğuşta ne iyi,ne de kötüdür. Onun nasıl bir birey olacağı doğumdan sonraki yaşantılarıyla ilgilidir. İnsan, yaradılışı gereği iyiye yöneliktir. Çocuğun içten gelen istekleri incelendiğinde “sevgi” ve “iş birliği yapmak” yönünde olduğu görülür. Çocuğun daha sonraki yaşamındaki olumlu ya da olumsuz etkiler, törel davranışlarının değişmesine yol açar. BencillikBencil’i yalnız kendi çıkarlarını düşünen, kendi çıkarlarını herkesinkinden üstün tutan birey diye tanımlayabiliriz. Bencillik ise başkalarını umursamadan bireyin bütün eylem ve işlerinin kendi yararına, çıkarına yönelik olması, bu tutumun yaşam tarzı hâline getirmesidir. Temel gelişimde bencil davranışlar aşamasında olan insan, sadece kendi çıkarlarını düşünür. Bencil davranışlar en çok 3-6 yaşlarda görülür. Daha önceki yaşlar, töre dışı davranışlar dönemidir ve bu dönem ilk üç yılı içine alır. Bu çağda çocuk, iyilik ve kötülük düşüncesine sahip değildir. Yalancılığın ve hırsızlığın kötü bir şey olduğunu bilmez. Yalanlar, hayal dünyasının zenginliğinden; hırsızlık henüz mülkiyet kavramı gelişmediğinden meydana gelir. Bencil davranışlar aşamasındaki çocuk, kendini dünyanın merkezi gibi görür. Her şeyin kendi istekleri doğrultusunda olmasını ister. Bu nedenle bu dönem “benmerkezcilik” dönemi olarak adlandırılır. Benmerkezci çocuk; kendini analiz etmek, kendi hakkında düşünmek istemez. Düşünce ve kurgu olan şeyler bile çocuk tarafından maddi gerçekler gibi algılanır. Örneğin kendisine çikolata, kola, cips gibi sevdiği şeyleri veren kişileri, vermeyenden çok sever. Zihinsel yapı tam gelişmediğinden çocuk bu dönemde daha çok duygularının etkisi altındadır. Bazen başkalarını da düşünür gibi olur. Ama yine de dolaylı olarak kendisini düşünür. Bencillik, vicdan ve törel duyguların oluşmasını güçleştirir. Çocuk, bu duyguları ancak çevresindekilerin davranışlarını gözleyerek öğrenir. Bencillik davranışının sonunda çocuk ne gibi tehlikelerin ve cezanın gelebileceğini tahmin eder. Bencil davranışı yapan birey için bunlar pek umursanacak gibi değilse kaçınmanın yolunu biliyorsa, bencil eylemlerine devam eder. Çocukların okula başlama döneminde bu aşamadan geçmiş olması gerekir. Çocuk bu dönemde kuralların bilincindedir, ama doğasını kavrayamaz. Bu dönemde çocuk arkadaş arar. Ancak her çocuk arkadaşla birlikte kendi oyununu oynar. Kazanmak, birinci olmak düşüncesi henüz gelişmemiştir. Öykünme; taklit etme, bireyin başkalarının davranışlarını kendine model alarak benimseyip, yinelemesidir. Bağımlılık, boyun eğmek, itaat etmek için başkasının davranışına olduğu gibi hiç bozmadan uymaktır. Öykünme, çoğunlukla beğenilen takdir gören davranışları yapanlara benzemek için yapılırken; uyma, etki yapanlarla iyi anlaşmak için yapılır. Törel gelişimin öykünmecilik aşamasında olan birey, ne yapması gerektiğini kendi içinde ölçüp tartmadan, kendine kolay geldiği ya da kınanmaktan korktuğu için başkalarının yaptığını yaparak rahat eder. Bu durum toplumsal öğrenme kuramıyla da açıklanabilir. Bu kurama göre çocukların, yetişkinlerin ahlak normlarını öncelikle gözlemledikleri davranışları, kuralları, değerleri dereceli bir taklit etme süreciyle kazandıkları ileri sürülür. Kısacası, öykünme, toplumsal bir öğrenme sürecidir. Birey, öykünmeyle topluma uygun birçok davranışı öğrenir. Öykünmeciliğin olumsuz yönü ise bireyin bu yolu tek öğrenme yolu olarak görmesinin sonucu olarak, kendisine özgü davranma bağımsızlığını yitirmesidir. Vicdan; insanın davranışlarının iyiliğini, kötülüğünü, doğruluğunu, yanlışlığını, haklılığını haksızlığını içsel olarak yargılama gücü olarak tanımlanır. Çocuğun kendisini kontrol edebilmesiyle bireyin davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya yönelten, kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güçtür. Bu güçle birey, davranışları konusunda bir karara varır. Birey bu karara göre kendisini ödüllendirir ya da çocuk, öğrendiği sınırları ve kısıtlamaları benimseyerek toplumsal kurallar karşısında belirli tavırlar elde eder. Bazı çocuklar, büyüdükçe topluma aykırı davranışlar gerçekleştirirler. Örneğin suç işlerler, bazı çocuklar da aşırı vicdanlı olup, genellikle büyüdüklerinde fazla duyarlı, özverili, duygusallık nedeniyle psikologlardan en çok yardım alan kişiler olurlar. Çok utangaç, çekingen, güvensiz, yaptıkları her şeyde çevreye zarar vereceklerinden korkan bu aşırı vicdanlı etmemiz gereken şey, çocukları evde ya da okulda her iki yönde de aşırılıklar içinde duygusal ve ussalakıl vicdan olmak üzere ikiye ayrılır. Duygusal vicdanlılık aşamasında insan davranışlarını duygusal inançlarıyla yargılar. 10 yaşından ergenliğe kadar bu dönem sürer. Zihinsel yetenekler tam anlamıyla gelişmediği için çocuk duygularının etkisindedir. Hoşlanma ilkesi çocuk üzerinde henüz varlığını sürdürmektedir. Bu dönemde çocuk, kendisinden yapması istenen davranış kurallarını öğrenir ve bunlara sıkıca bağlanır. Bağlanılan bu davranış kurallarının bazısı çocuk tarafından benimsenir. Örneğin çok sevdiği bir kişinin aile bireyleri, arkadaş, sanatçı vb. hareketini yapmak zamanla bu hareketin bağımsız olarak yapılması ile sonuçlanır. Bir süre sonra davranışın yapılmasında rol oynayan “önemli kişi” unutulur, yalnızca bu davranış kalır. Çocuk, henüz davranışların nedenlerine inecek gücü gösteremez. Bu nedenle yargıları kutsaldır. Bilimsel tutuma sahip olmayan birçok yetişkin bu basamakta kalır. Bu yetişkinler nabza göre şerbet vermekten hoşlanırlar. Her davranışlarında duygularının etkisi vardır. Fen ve doğa deneyleriyle başlayarak tartışma yöntemiyle çocuklara yavaş yavaş bilimsel düşünebilme gücü kazandırıldıkça çocuk bu basamakta kalmaz, vicdanlılık aşamasına geçen insan, davranışlarını ussal inançlarıyla yargılar. Duygusal vicdanlılıktan ussal vicdanlığa geçen birey, törel ilke ve kuralları usununaklının süzgecinden geçirerek ve sorgulayarak uygular. Bu aşamada insan, törel ilke ve kuralların yerine,zamanına,duruma ve uygulanan bireye göre değiştirilip, geliştirilerek uygulanabileceğinin bilincine varır. Özgecilik İnsanın kendisinden önce başkalarının iyiliğini, yararını düşünüp yardımcı olmasıdır. Başkalarından karşılık beklemeden iyiliğine koşmak ve bu davranışları yaparken, bunun başkalarına zarar verip vermeyeceğini, onları üzüp üzmeyeceğini düşünmektir. Törel gelişimin ulaşabileceği en son aşamadır. Bu dönemdeki çocuklar, duruma göre esnek hareket edebilme yeteneğini kazanırlar. Özgeci birey, başkaları ile sürekli empati içindedir. Karşılaşılan olaylar, kişiler karşısında ussal vicdanına dayanarak davranır. Özgecilik duygusu, kişinin başkalarının iyiliği için çalıştığının belirtisidir. Bu duygu sevginin bir parçasıdır. Bireylerin bencillikten kurtulması, törel duyguların geliştiğini gösterir. Çocuk bencillikten kurtuldukça “özgeci” olmaya başlar. Bu yaştaki, çocuk dünyada başkalarının varlığını,onların da kendisi gibi bir birey olduğunu kabul karşın çocukta yine de bencillik ancak 9-10 yaşlarına ulaştıktan sonra kendi kendini eleştirebilecek bir olgunluk düzeyine ulaşır. Bundan sonra özgecilik duygusu daha da gelişmeye başlar. Özgecilik duygusuna sahip olan bireyde anlayış, sempati, incelik, özveri ve yardım duygusu bir arada birey, törel davranışlarını katı kurallardan kurtararak kendini başkalarının yararına olan amaçlara yöneltir. Böylece birey, yaşamındaki engelleri özgeci bir tutumla kaldırmaya çalışır.
Dinî ve ahlaki değerlerin sosyal hayattaki önemi nedir? Araştırarak defterinize yazınız. Sosyal hayatta ki davranışlarımızın bir ölçütü ahlaki değerlerse de diğer bir ölçütü de dini değerlerdir. Her ikisi de bir biri ile ilintili olduğu için farklı ele alıp incelememiz mümkün değildir. Dini ve ahlaki değerlerin sosyal hayatımızda ki önemi, bizden tarafa topluma yansıyan güzelliklerin tümüdür. Bizler önem arz etmesi için tabi ki sadece topluma olan yansımasına bakmayız. Bunun yanı sıra birde bize olan ve olacak olan faydalarını düşünüp hareket ederiz. Dini değerlerimize, inançlarımızın penceresinden bakarız ve gereğini yerine getirmeye çalışırız. Dini değerlerimizin bizlerde oluşturduğu ahlaki sorumluluklar, bize dinimizin emri olarak gelmiştir. Biliriz ki bu değerlere bağlı kaldığımız müddetçe sosyal hayatımıza ve ölümden sonra iman ettiğimiz yaşantımızda bize fayda sağlayacaktır. Sosyal hayatta dini ve ahlaki değerlerin bütünü bizlerde; hoşgörü, sevgi, kin gütmeme, adalet, haksızlık etmeme ve kul hakkına girmeme gibi unsurların tümüne sahip olmamızı gerektirir. Bizler bu ahlaki değerler uyarak yaşamaya gayret ederiz ki dünyamız daha yaşanabilir yer haline gelsin. Sosyal hayata etkisi o kadar çoktur ki bu unsurların, insanlar birbirine olan saygısını kaybettiği anda hoşgörülü yaklaşmamız ve anlayışlı bir dille hitap etmemiz sayesinde toplumda oluşmuş yaraların sarılması sağlanır. İnsanlar bir biri ile ilişkilerine bu unsurlar sayesinde değer vermeye başlar ve sıkıntılar, sorunlar en aza indirgenir. Sosyal çevrede oluşacak olan bu hava insanların mutlu yaşamasını sağlayacağı gibi insanların geleceğe dair başarılı olabileceği hedefler koymasında da etkilidir. Bireylerin aralarında ki kavgaların son bulması, anlaşmazlıkların daha da artmadan son bulması, sosyal hayatta ki etkilere örnek olarak gösterilmesi açısından dini ve ahlaki değerlerin önemini hissettirir.
Din ile ahlak arasında nasıl bir ilişki vardır? Örneklerle açıklayınız. Ahlak, bir toplumda kişilerin iyi veya kötü olarak nitelendirilmesine yol açan huylarıdır. Bu huylar söz ve davranışlarla iyi-kötü gibi değer kazanır. Ahlak, insanı mutlu edecek kuralları belirler. Din ve ahlak arasında sıkı bir ilişki vardır. Din; insanın, zorlama olmadan, çıkar gözetmeden, içtenlikle iyi ve güzel işler yapmasına katkı sağlar. Dinimizin amacı insanları iyiye, doğruya ve güzele yönelterek onların mutlu olmalarını sağlamaktır. Bunun için din öncelikle ahlak ilkelerinin davranışlara yansımasını öğütler. Bireyin ve toplumun huzur içinde yaşaması, güzel ahlakın benimsenmesi ve yaygınlaşmasına bağlıdır. İslam dininde ahlaka ve güzel davranışlara büyük önem verilmiştir. Kur’an-ı Kerim, güzel ahlaklı olmayı tavsiye etmiştir. Kur’an-ı Kerim, ahlaki ilkeleri açıklarken geçmiş topluluklardan örnekler verir. İyi ve kötü davranış sergileyen kimselerin düşünce ve tavırlarını ortaya koyar. İyi ve güzelden yana seçim yapmamızı ister. Kur’an’da peygamberlerin ve iyi insanların ahlaki özelliklerine, tavır ve davranışlarına vurgu yapılır ve onları örnek almamız istenir. Allah, seçkin kulu Hz. Muhammed’i insanlığa örnek bir insan olarak sunmuş ve onun güzel ahlakını övmüştür. Nitekim Peygamberimiz hakkında, “Gerçekten sen büyük bir ahlak sahibisin.” buyurmuştur. Bir başka hadisinde de “Müminlerin iman yönünden en üstünü, ahlakı en güzel olandır.” buyurarak din ve ahlak arasındaki ilişkiye dikkatimizi çekmiştir. Ahlak ile din birbirini tamamlar. Dinin tavsiye ettiği ahlaki kurallar, iş ve davranışlarımıza değer katar. Din doğruluğu, yardımlaşmayı ve sabırlı olmayı öğütler ve bunların güzel sonuçlarına dikkat çeker. Dinimizce haram sayılan yalan söylemek, hırsızlık yapmak, iftira etmek gibi davranışlar ahlaki olarak da kötü kabul edilir.
Oluşturulma Tarihi Eylül 15, 2020 0154Ahiret inancı İslam dinine göre imanın şartları içerisinde yer alan şartlardan biridir. Yani İslam dininin temel yapı taşları arasında bulunur. Ahiret inancı imanın sağlamlığı ile doğru orantılıdır. Bu sebeple her Müslümanın Ahiret inancının bulunması gerekmektedir. 7. Sınıf sosyal bilgiler din kültürü ve ahlak bilgisi dersi konuları içerisinde yer alan ahiret inancı bu sınıf düzeyindeki öğrenciler için oldukça önemli kavramlardandır. 7. Sınıf Ahiret inancı ile ilgili detayları din kültürü ve ahlak bilgisi dersi ünitesi içerisinde yer alan konulardan bir tanesi de imanın şartları içerisinde bulunan Ahiret inancıdır. Kişiler yaptıklarını dünyada yaptıklarının karşılığını mutlaka alacağı ile ilgili ahiret inancından bahsedilir. Bu sebeple Ahiret inancı bir yandan insanlığa umut olurken bir yandan da kötü insanlar için kötülüklerin cezasını çekecekleri yer olarak Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi Ahiret Ahiret inancı konusu melekler ve ahiret inancı şeklinde işlenmektedir. Bu sebeple bu konu ile ilgili öncelikle meleklerin bilinmesi önemlidir. Melekler varlık aleminin gözle görülmeyen varlıkları olarak bilinmektedir. Meleklere iman da imanın şartlarının temelindendir. Kur'an'da açıkça belirtilen ve meleklerin varlığı bazı ayet ve hadislerde bulunmaktadır. Ahiret İnancı İslam dininin en önemli konulardan bir tanesi de ahiret hayatına olan imandır. Aynı zamanda insanlara bir umut ışığı yakan Ahirete iman kişilerin mutlu olmasını sağlar. Kur'an-ı Kerim'de Ali İmran suresinin 185. Ayetinde Her canlı ölümü tadacaktır.’ ifadesi bulunur. Bu da her insanın bir gün öleceği gerçeğinin en açık delilidir. İslam inancına göre ölüm bir yok oluş değil Aksine yeni bir dönemin başlangıcıdır. Dünya hayatı insanlar için bir imtihan merkezidir. Buradaki İmtihanı iyi atlatan kullar Ahirete imanları ile geçecektir. Burada kısıtlı süre içerisinde iyi yaşam süren insan başka bir alemde yeniden diriltecek ve burada sonsuza kadar yaşayacaktır. Bunlar ahiret inancıyla bağlantılı inançlardır. Sorumluluk Bilinci Verir Ahirete iman etmek kesin sorumluluklarını bilincinde hareket etmesini sağlar Ahirete iman etmek kişiyi ölüm korkusundan kurtarır. Çünkü kişi dünyada yaptıklarının karşılığını ahirette alacağını bilir. Bu sebeple Müslüman kişiler sonsuz hayata öleceğini bilerek hareket eder. Dünyada Allah'ın emirlerine uyarak, yasaklarından kaçınır, iyilikten ayrılmaz, kötülükten uzak durur. Çünkü ahiret inancı olan kişiye yaptığı her şeyden sorumlu olduğunu bilir. Bu sebeple ahiret hayatına en iyi şekilde hazırlanmaya çalışır. Ahiret Hayatı Aşamaları Ölüm canlıların yaşam süresinin sona ermesi anlamına gelen ölümü, her canlı birgün tadacağı bir durumdur. Kıyamet dünya hayatının sona ermesi tüm canlıların ölmesi anlamına gelir. Kıyamet günü sur üfleyen İsrafil aleyhisselam suru ilk defa üflediğinde tüm canlılar ölecek, ikinci üflediğinde ise tüm canlılar dirilecektir. Bu yeniden dirilme olayına ba’s ismi verilir. İnsanların Allahu Teala huzurunda ahirette toplanmasına haşr adı verilir. Toplanılacak yere ise mahşer denir. Kişiler Mahşer meydanında dünyada yaptıkları her şeyin göstergesi olan amel defterlerini sunacaklar ve Mizan terazisinde amel defterlerinin tartılmasını göreceklerdir. Allah’u Teala’ya yaptıkları her şeyin hesabını verecek olan kişiler bu hesabın sonunda iyilik ve sevapları fazla olanlar cennete, günah ve kötülükleri fazla olan kişiler ise cehenneme gidecektir. Ahiret İnancının Etkisi Ahiret inancı hesap verme bilincini geliştiren bir durumdur. Bu insanların davranışlarını sorumluluklarını almasını sağlar. Ahirete inanan insan düzgün iyi bir hayat yaşamayı kendine layık görür. Dürüstlükten iyilikten ayrılmaz zorluklara karşı sabreder. Merhametli affedici ve adil olur. Allah'a şirk koşmaz, iyilikten hiçbir zaman ayrılmaz Kur'an’ın emrettiklerini yerine getirir ve yasakladıklarından ise kaçınır.
din ve ahlak kavramları araştırınız