dev yuva yapan beyaz karınca

Tüm kolonilerin elektrik kutularına taşınması. Ateş karıncaları yılın her döneminde elektrikli evlerde bulunabilir. Klimalar, trafik sinyal kutuları ve diğer cihazlar zarar görebilir. Bu birimlerde yuva yapan karıncalar, kolonilerine karşı oldukça savunmacıdır ve bakım personeli için tıbbi bir tehdit olabilir. Eybağlanmış birer dev gibi duran mağrur sütunlar ki, Geçmişleri geleceklere anlatmıya memurdur; Ey dişleri düşmüş, sırıtan sur kafilesi. Ey kubbeler, ey şanlı dilek evleri; Ey doğruluğun sözlerini taşıyan minâreler. Ey basık tavanlı medreseler, mahkemecikler; Ey servilerin kara gölgelerinde birer yer Köpek Tüylerinden Kendilerine Yuva Yapan Serçeler soapbox 5.003 izlenme 00:52 Bira Şişesinden Çıkan Ahtapot gemini99 319 izlenme 03:16 Karınca Yuvasına 10 Ton Beton Dökülürse Ne Olur roltrader 5.389 izlenme 01:32 Ilginç Üçlü cesur79 5.003 izlenme 01:08 Ilginç Hamster memati42 7.224 izlenme 00:26 Ilginç Boğa raptor 12.428 izlenme Tags: dev yuva yapan beyaz karınca, evde karınca yok etmek, evi karınca bastı nasıl kurtulabilirim, karınca baskını, karınca istilası, karıncadan kurtulmak, karıncalardan kurtulma, karıncalardan kurtulma yolları, karıncaları ne yok eder Depositphotos'tan uygun fiyatlı, yüksek kaliteli Termit yuvası fotoğrafları indirin Milyonlarca stok görsel ve hızlı resim arama sunan popüler telifsiz fotoğraf sitesi Site De Rencontre Pour Gitan Gratuit. Avustralya'nın değişik bölgelerinde yoğun olarak bulunan termit beyaz karınca yuvalarının yüksekliği beş metreye kadar çıkabiliyor! 07 Eylül 2015 Pazartesi 1728 Avustralya'da bulunan dev termit beyaz karınca yuvalarının yüksekliği beş metreyi buluyor. Ülkenin değişik bölgelerinde yoğun olarak bulunan termit yuvalarının görünümü peri bacalarını andırıyor. Bazı bölgelerde yoğun olarak bulunan termit kulelerinden oluşan termit kentindeki yapılar sürekli değişen iklim şartlarına uyum sağlayacak şekilde yapılıyor. Termit kulelerinin yüksekliği bir insanın yaptığı ile oranlandığında 875 metreyi buluyor, bu da Dubai'deki 828 metre yüksekliğindeki Burç Halife'den bile 57 metre yüksek demek ŞAHESERLERTermit gökdelenleri kuzey veya güneye bakar şekilde yapılıyor. Bu 'gökdelenlerde' sadece termitler değil, diğer canlılar da gerektiğinde kiracı gibi oturuyor. Bölgede sık sık meydana gelen orman yangınlarından da etkilenmeyen kuleler, yüzyıla kadar oturulabiliyor. Aslında termitler karıncalar olarak bilinse de bilimsel olarak karıncalardan yapısal olarak farklılar. Termitlerin çoğu ışıktan kaçınarak karanlıkta yaşıyor ve çalışıyor. Besin kaynağına ulaşmak için aydınlık bir yerden geçmek gerektiğinde de tünel kazmayı DÜZENİ VARTermit gökdelenlerindeki sosyal düzen de son derece kusursuz... Şehir sakinleri işlerine son derece bağlı, hızlı hareketlerle görevlerini yerine getiriyorlar. Milyonlarca termitin bir arada yaşadığı bu termit kolonilerinde oturmuş düzen içerisinde bireylerin bütün ihtiyaçlarını kendi içlerinde karşılayabilecek, dışarıdan alışverişe ihtiyaç duymayacak, bir yapı var. Kusursuz bir havalandırma sistemi, ihtiyaca göre düzenlenmiş olan termit kulelerinde, çocuk odaları, kuluçka odası, kraliçe odası gibi bölümler, mantar üretilen tarım alanları düzenin SOSYAL SINIFLARTermit kolonilerinde askerler, işçi termitler, çiftçiler ve bir kraliçe bulunuyor. Kraliçe sürekli olarak yumurtlayıp koloniyi geliştirirken, işçiler hiç durmaksızın yuvanın bütün ihtiyaçlarını karşılıyor. Asker termitlerse yuvayı düşmanlardan koruyor. Gerektiğinde koloninin tüm üyeleri, kendi görevleri olmamasına rağmen, diğer işlere yardımcı oluyor. İşte bu dayanışma ve görev dağılımı sayesinde koloni içinde sayıları kimi zaman milyona ulaşsa da termitler, hiçbir sorun çıkarmadan yaşıyor. Son Güncelleme 1731 haber 138760 false Üye Girişi Türkiye'nin ilk Milli parkı olan Yozgat Çamlığı Milli Parkında bulunan yüzlerce dev karınca yuvası görenleri şaşkına kene düşmanı olan kırmızı orman karıncalarının yaptıkları yuvalar, çam ağaçlarının diplerinde ilginç görüntüler oluşturuyor. Yaklaşık 200 karınca yuvasında bulunan kırmızı orman karıncaları, ormana zarar veren kene dahil kabuklu böceklerin yaşamasına izin vermiyor. Zararlı böcekleri, karıncalar salgıladıkları formik asitle etkisiz hale getiriyor. Dev karınca yuvaları ise görenleri şaşkına Koruma ve Milli Parklar Yozgat Şubesi Müdürü Cihan Eğilmez yaptığı açıklamada "Yozgat Çamlığı Milli Parkı içerisinde bulunan karıncalar, ülkemizin ormanlarında bulunan bu karıncalara kırmızı orman karıncası diyoruz. Yozgat Çamlığı Milli Parkındaki yapılan yuvaları incelediğimiz zaman genelde genişliği bir buçuk metre ile yüksekliği bir metre arasında değişiyor. Bu karıncalar toprak altına yuva yapmazlar, toprak üzerindeki araç kovuklarına yuva yaparlar. Onun üzerine de ağaç artıklarını, dalları yaparak yuvalarını gerçekleştirirler. Karıncaların en büyük özelliği ise ormana faydası olup ta hiçbir zararı olmayan tek canlı diyebiliriz. Bir yuva 30-40 dekar alandaki zararlı böcekleri temizler, kenede buna dahildir. Kabuklu böcekleri de dahildir. Yani bütün ağaca ve ormana zarar verecek böcekleri parçalayarak yok eden bir karınca türüdür. Bu karıncaların Latince adı formica rufadır. İsmini salgıladığı formik asitten alan bir karıncadır. Kırmızı orman karıncası diye Anadolu'da yetişen diğer karıncalara göre daha iri, büyüktür" Çamlığı Milli Parkında 150-200'ün üzerinde karınca yuvası olduğunu söyleyen Eğilmez, "Çamlık Milli Parkında karınca yuvalarının çokluğu karıncaların yaşama ortamının çok uygun olduğunu gösteriyor. Her bir yuvada 3 adet kraliçe karınca var tabi bunları orman teşkilatı nakledebiliyor. Uygun yerlere. Bunu ancak orman mühendisleri yapıyor. Vatandaşımız bu yuvaların kıymetini çok iyi bilsin. Bizim çok büyük doğal değerlerimizden bir tanesidir" şeklinde konuştu. - YOZGATİhlas Haber Ajansı / Güncel Türkiye Yozgat Politika Güncel Haberler Son günlerde trend arama listelerinde yer alan konulardan biri evi karınca basması oldu. Yaz aylarında havaların ısınması ile birlikte evlerde karınca baskınları boy göstermeye başladı. Karınca istilası sonucunda rahatsız olan ev sahipleri karıncalardan nasıl kurtulacakları konusunda fikir arayışına girdi. — Evi Karınca Bastı Ne Yapacağız ? dediğinizi duyar gibiyim 🙂Merak Etmeyin 10 Adımda Karıncalar dan Kurtulma Metodunda yer alıcak liste ile bu sorunu ortadan kaldıracaksınız. Evdeki Karıncalardan Nasıl Kurtuluruz? Yaz ın gelmesi ile birlikte bahçelerde yeşillenen ağaçlar, çiçekler, balkon bitkileri, teras çiçekleri ve aklınıza gelebilecek bütün bitkiler karıncaların istilasına uğramaktadır. Tabi bu istiladan başta mutfaklar olmak üzere evin bir çok yeri nasibini almaktadır. Peki evinizdeki bu istilacı karıncalardan, onlara zarar vermeden, nasıl kurtulabilirsiniz? 1. DEFNE YAPRAĞI Defne yaprağı ezerek ufalanabilecek bir kıvamdadır, defne yapraklarını karıncaların geçtiği yerlere ellerinizle ufalayarak koyun istediğiniz çözüme ulaşacaksınız. Bir başka fikir ise defne yaprağını içine su ekleyerek iyice kaynatın, kaynatıldıktan sonra bir sprey şişesi, camsil kutusu gibi bir şişe içine koyarak belirlediğiniz bölgelere sıkın. Defne Yaprağı Karınca Mücadele 2. SALATALIK Salatalık halk dilinde hıyar kokusu karıncalar ile mücadele konusunda oldukça etkilidir.. Hatta acı salatalık karıncıların evinize yaklaşmasını tamamiyle sağlayacak en büyük çözüm olabilir. Yapmanız gereken şey oldukça zahmetsiz ve basit, salatalık kabuklarını soyarak karıncaların gezindiği kısımlara bırakın ve bu işlemi günlük olarak tekrar edin. Salatalık ile Karınca Mücadelesi 3. SARIMSAK Boşuna dememişler sarımsak antibiyotiktir, her derde devadır diye.. 🙂 Sarımsağın keskin kokusu bazı insanları rahatsız ettiği gibi karıncaları da rahatsız eder. Bir kaç diş ezilmiş sarımsak dolu bir kavanoz suyu bir gün bekletin. Ertesi gün bu yapmış olduğunuz bu antibiyotik karışımını 15 dakika kadar kaynatın ve sonrasında bir sprey şişesi, camsil şişesi gibi bir fısfıs içine koyarak belirlediğiniz bölgelere sıkın, sorununuz çözülecektir. Sarımsak ve Karınca Mücadelesi Karıncaları uzak tutma yöntemleri arasında tarçın/karanfil ile bariyer kurmaktır. Karıncalar, önlerine çıkan bazı maddeleri fark-ettiklerinde yollarını değiştirip, geri dönerler yada oradan uzaklaşırlar. Tarçın ve karanfilleri karıncaların girebileceğini düşündüğünüz bölgelere koyabilirsiniz. Böylece karıncaların önüne bir barikat kurmuş olursunuz, bu barikat sizleri karıncalardan uzak tutacaktır. Tarçın ve Karınca Mücadelesi Karıncaların evinize giriş yaptığını tespit ettiğiniz noktalara yemeklerimizde ve günlük hayatta kullandığımız tuzu yada karbonat serpiştirerek karıncaları evinizden uzaklaştırabilirsiniz. Başka bir yöntem ise bir su kaynatıp içine bol miktarda tuz ve karbonat ilave ederek bir sprey haline getirebilirsiniz. Tercih sizin karınca sizin 🙂 Tuz Karbonat ve Karınca Mücadelesi 6. NAFTALİN Naftalinin yapısı ve kimyası gereği çok keskin bir kokusu vardır. Karıncaların gezdiği yerlere yada evinize giriş yaptığı bölgeleri tespit ederek biraz naftalin serpiştirebilirsiniz bu yöntem karıncaları sizden uzaklaştıracaktır. Ancak unutmayın çok fazla naftalin sizi de oradan uzaklaştıracaktır, lütfen dikkat edin. 🙂 Naftalin ve Karınca Mücadelesi Nane kokusu karıncaların hiç haz etmediği bir koku olarak bilinmektedir. Çok güçlü bir koku olduğu için karıncalar tarafından tahamüller edilemeyecek bir kokudur. Kurutulmuş bir tutam naneyi gezdikleri yerlere serpiştirmeniz halinde karıncalar bir daha evinize uğramayacaktır. Nane ve Karınca Mücadelesi BİBER Karabiber ve Acı Biber karıncalar ile olan mücadelenizde bir roket atar füze anlamına gelmektedir. Sırf gövde gösterisi olarak kullanabileceğiniz bir karınca uzaklaştırma silahıdır. Karabiber ve Acı Biberi serpiştirdiğiniz bölgelerden geçen karıncalar, bu evden artık gitmeleri gerektiği mesajını alarak hemen orayı terkediceklerdir. 🙂 Karabiber-Acıbiber ve Karınca Mücadelesi Limon-Portakal kokusu çok hoş bir koku olmasına karşın, karıncaların hiç sevmediği kokudur. Pencere önleri yada kapı giriş kısımlarına limon kabuğu rendelemeniz, karıncaları oldukça rahatsız edecektir. Portakal kabuğunu da aynı şekilde rendeleyerek pencere diplerine ve kapı giriş bölümlerine koymanız, bu bölgelerden karıncaları uzaklaştıracaktır. Limon-Portakal ve Karınca Mücadelesi SİRKESİ Her ne kadar sirkenin tüm türleri karıncaları rahatsız ediyor olsa da onları evinizden uzaklaştırma konusunda en başarılı olacak sirke türü elma sirkesidir. Elma sirkesini bir sprey yardımı ile karıncaların yoğun olduğu yerlere sıkmanız durumunda karınca sorunu son bulacaktır. Limon-Portakal ve Karınca Mücadelesi Yukarıdaki maddelerden herhangi birini uyguladınız ve evinizdeki karıncalardan kurtuldunuz peki.. Bir daha gelmeyecekler mi yani ? Davet ederseniz neden gelmesinler.. Tekrar karınca istilasına maruz kalmamak için KARINCA BASMASINA KARŞI ALINACAK TEDBİRLER başlıklı yazımızı okumanızı tavsiye ederim. Sağlıklı ve karıncasız günler yaşamanız dileğiyle.. Birkaç Karınca Gördüyseniz Mutlaka Başka Karıncalar da Vardır! Evlerimizde veya ofislerimizde gördüğümüz birkaç karınca, gözümüzle göremediğimiz yerlerde bir ya da birkaç karınca yuvasının varlığının göstergesi olabilir. Çünkü karıncalar koloniler halinde karıncalar yuvasını nerelere yapar? Duvar çatlakları veya boşlukları, çürümüş pervazlar ve kapı girişlerinin içlerindeki küçük ve karmaşık tüneller karınca yuvalarının konuşlandığı yerlerdir.“Karıncalar nasıl yuva yapar?” sorusunu karınca kolonilerinin yapılarını inceleyerek cevaplayabiliriz. Her karınca kolonisinde bir tane kraliçe karınca, asker ya da izci karıncalar ve kraliçe karıncayla çiftleşerek koloniyi büyütme görevi üstlenmiş erkek karıncalar bulunur. Kraliçe karınca, diğer karıncalara göre daha fazla gelişmiştir ve görevi üreyip koloninin devamını çok mutfaklarda görülen karıncalar, izci asker karıncalardır ve görevleri yiyecek aramaktır. Eğer evinizde ve ofisinizde yiyeceklere kolay bir şekilde ulaşıyorlarsa, burayı ziyafet mekânı olarak kolonilerine haber vermek ve buradan yuvalarına yiyecek taşımakla görevlidirler. Asker karıncalar kendi aralarında iş bölümü yaparlar. Bir grup asker karınca yiyecek bulmak için yuvayı terk ederken diğer grup koloniyi/yuvayı korumak için erkek karıncalarla kraliçe karıncanın yanında Yuvası Nasıl Yapılır?Karıncaların çoğu yuvalarını evlerin ya da ofislerinin dışında bir yerlere yapar; evleri/ofisleri yiyecek bulma mekânı olarak kullanırlar. Karınca türleri çeşitlidir ama evinizde ahşap yüzeyler ve karıncalar çoksa, bu karıncalar marangoz karıncalardır. Marangoz karıncalar, çürümüş, hasarlı, nemli ve çatlak ahşap yüzeylerin içine yuva çevresinde yuva kuran karıncalar, inşaatlardaki beton döşemelerin kenarlarında da yuvalanabilirler. Evlerde ya da dışarıda bulunan çatlak beton zeminler, karıncaların saklanması için ideal yerlerdir. Karınca türleri arasında yer alan firavun karıncalar, nadiren dışarıda bulunur, genellikle kapalı yerlerde mutfak dolaplarının ve tezgâhlarının altlarına/arkalarına yuva yaparlar. Şartlara Uyum Sağlamada UstalarKarıncalar, mevsim ve çevre koşullarına göre yuvalarını yaparlar. Toprak altları, ağaç kökleri, taş dipleri, hatta bazen ağaçların üstleri bile onlar için yuva olabilir. Toprağın alt kısmı üst kısmına göre daha sıcaktır ve bu yüzden karıncalar soğuk havalarda yuvalarını toprağın 6 metre derinine bile yuvaları gerçek bir ustalıkla yapılır. Birden fazla tünellerle yuvalar arasında geçiş sağlanır. Giriş koridorları ve U şeklindeki boru hatları gibi kanallarla yuvalarının arasında geçiş sağlamayı beceren karıncalar, evinizdeki küçük bir duvar çatlağının arkasını, ustalıkla tasarlanmış bir mimari yapıya benzetmiş olabilirler. Toprağın altında yaptıkları bu girift yapıdaki koridorlar ise suların buralarda birikmesi ve yuvanın içine girmesini engelleme amacıyla Kurtulmak Çok Kolay Bir İş DeğilEvdeki karıncalara çözüm için birçok yöntem bulunsa da, gördüğünüz gibi önemli olan yuvalarını bulup yok etmektir. “Karınca nasıl yok edilir?” sorusunun en net cevabı ise elbette ilaçlamadır. Böcek ilaçlama firmalarının birçoğu karınca ilaçlama hizmeti de vermektedir fakat kullanılan ilaçla yöntemin karıncalar için özel olmasına dikkat etmelisiniz. Haşere ilaçlama konusunda uzman olan Tekniktürk, Bayer’in yeni ürünü Maxforce Quantum Karınca Yemi ile karıncaların zehri kursaklarında yuvalarına götürmelerini ve tüm koloninin bir anda yok olmasını sağlar. Bu sayede gözünüzle göremediğiniz yerlerde karıncalar yuvalanmış mı, ürüyorlar mı, tüneller kazıp evinizi istila planı mı yapıyorlar gibi endişelerinizden kesin bir şekilde kurtulmuş olursunuz. Kısaca Karınca Yaşadığı yerler Buzlu kutup bölgesi hariç, dünyanın her tarafında; en fazla tropik bölgelerde bulunurlar. Özellikleri Cemiyet hayatı yaşayan böceklerdir. En küçükleri 2 mm, en büyükleri 18 mm’dir. Sonbaharda yuvalarının donmayan derin kısımlarına çekilerek kışı uyuşmuş olarak geçirirler. Erkek ve dişileri kanatlı, işçiler kanatsızdır. Ömrü Kraliçeler 15-20 yıl kadar, işçiler 5-10 yıl kadar yaşar. Erkekler, 5-6 ay yaşarlar, zifaf uçuşundan sonra ölürler. Çeşitleri 7500’e yakın ...devamı ☟ Karınca, zar kanatlılar Hymenoptera takımından Formicidae familyasını oluşturan sosyal yaşam gösteren canlıların ortak adı. Yuvalarını toprağın altına kurarlar. Karınca Yaşadığı yerler Buzlu kutup bölgesi hariç, dünyanın her tarafında; en fazla tropik bölgelerde bulunurlar. Özellikleri Cemiyet hayatı yaşayan böceklerdir. En küçükleri 2 mm, en büyükleri 18 mm’dir. Sonbaharda yuvalarının donmayan derin kısımlarına çekilerek kışı uyuşmuş olarak geçirirler. Erkek ve dişileri kanatlı, işçiler kanatsızdır. Ömrü Kraliçeler 15-20 yıl kadar, işçiler 5-10 yıl kadar yaşar. Erkekler, 5-6 ay yaşarlar, zifaf uçuşundan sonra ölürler. Çeşitleri 7500’e yakın türü vardır. Orman karıncası, mantar yetiştiriciler, çoban karıncaları, esir akıncıları ve harpçiler en çok bilinenleridir. Beslenme Karıncalar yaprakların kendisini yiyemezler, çünkü vücutlarında bitkilerde bulunan selülozu sindirebilecek enzimler yoktur. İşçi karıncalar bu yaprak parçalarını çiğneyerek bir yığın haline getirirler ve yuvanın yeraltındaki odalarında saklarlar ve yaprakların üzerinde mantar yetiştirirler. Bu yolla, büyüyen mantarların tomurcuklarından kendileri için gerekli proteini elde ederler. Karıncaların ilginç özellikleri Karıncalar, termit ile birlikte tarımı ilk kullanan canlılardır. Yuvalarından belirli alanlarda fungus mantar yetiştirirler. Karıncaların baharda ortaya çıkan ve kanada sahip olan türleri üremek ve yeni yuva kurmak için dışarı çıkar. Bir karınca kendi ağırlığının 50 katı ağırlığı kaldırabilir. Ve ayrıca karıncalar insanlar gibi ordu kurup kendi kolonilerini koloniler arasında insanlar gibi savaşırlar. Bazı karıncalar ise yemek bulmak için ilk baş öncü karınca yollarlar bu karıncalar yemek ararken koku molekülleri bırakırlar bunun sebebi yemekleri kaybetmemek sonrada yuvaya gidip diğer karıncalara haber verirler onlarda koku moleküllerini izleyerek yemeği bulurlar. Alt familyalar Aenictogitoninae Agroecomyrmecinae Amblyoponinae Apomyrminae Aneuretinae Cerapachyinae Dolichoderinae Ecitoninae Dorylinae ve Aenictinae Ectatomminae Formicinae Heteroponerinae Leptanillinae Leptanilloidinae Myrmeciinae Nothomyrmeciinae Myrmicinae Ponerinae Paraponera Proceratiinae Pseudomyrmecinae Zarkanatlılar takımının, karıncagiller Formicidae familyası türlerinin genel adı. Böcekler sınıfının cemiyet hayatı yaşayan en geniş familyasını meydana getirirler. Sıcak memleketlerde yaşayan termitlerin aksine dünyanın hemen hemen her tarafında bulunurlar. Karıncalar çalışkanlığın sembolüdür. Bütün böcekler gibi vücutları baş, göğüs ve karın olmak üzere üç bölümden meydana gelir. Altı adet eklemli bacakları vardır. Başlarında iki petek ve üç tane osel nokta göz bulunur. En belirin özellikleri göğüsle karın bölgelerini birleştiren ince belleri pedikül ve başlarında dirsek şeklindeki kıvrık bir çift antenleridir. Antenlerini gözlerinden daha çok kullanırlar. Hatta bazı türlerde gözler körelmiş haldedir. Boyları 2 ila 18 mm arasında değişir. Genellikle renkleri siyah, kahverengi ve kırmızımtrak olmakla beraber her ortama uygun renkte olanları vardır. Vücutları, derilerinin salgısı olan kitinden teşekkül etmiş kutikula denen sert bir örtüyle kaplanmıştır. Alt çeneler mandibula oldukça gelişmiş olup yapacakları işe göre özelleşmiştir Yaprak kesen karıncalarda makas gibi keskin kenarlı; savaşçılarda sivri olup düşmanın başını delecek güçtedir. Bazıları testeremsi veya öğütücü tiptedir. Karıncalar ön bacaklarını bir el gibi kullanırlar. Bunlarla besin yakalar, yuvada yumurta ve kozaların yerini değiştirir ve vücutlarını temizlerler. Birinci çift bacaklarında arılardaki gibi kıllardan meydana gelmiş temizlik organı olan bir çift tarakları vardır. Karınca temizliğe son derece düşkündür. Trake sistemi denen borularla solunum yaparlar. Besin artıklarını ve ölen arkadaşlarını yuvanın dışındaki çöplüğe bırakırlar. Bir karınca kolonisinde üç tip fert bulunur Doğurucu dişiler kraliçeler, erkekler ve işçilerdir. Erkek ve dişiler, ikişer çift kanatlıdır. Zifaf uçuşundan sonra kraliçede kanatlar düşer. İşçiler ise kanatsız kısır dişilerdir. Cemiyetin çoğunu bunlar teşkil eder. Besin toplama, çobanlık yapma, yuvanın temizliği gibi ağır işlerin çoğu bunlara aittir. Bir kaç fertten meydana gelen karınca cemiyetleri bulunduğu gibi, yüz binden kalabalık olanlar da vardır. Küçük kolonilerde kraliçenin sayısı 1-3, büyüklerde ise 15-20 arasında değişir. Koloninin çoğunluğunu işçiler teşkil eder. Kırmızı orman karıncası Formica ruga kolonisi; 20 kadar dişi, 100 kadar erkek ve 10 bin kadar işçi bireyden meydana gelir. Kraliçeler, zifaf uçuşundan sonra ömrü boyunca yumurtlarlar. Erkekler ise zifaf uçuşundan sonra ölürler. Kraliçe ömrü boyunca yuvanın içinde yumurtlar. Kendisine bakmakla görevli dadı karıncalar kendisini besler, temizler, yumurta ve yavrularının bakımını yaparlar. Yumurtalar beyaz olup 0,5 mm boyundadır. Balık yemi olarak satılan karınca yumurtaları gerçek yumurta değildir. Koza haline gelen larvalardır. Karıncalarda tam başkalaşım metemorfoz bulunur. Yumurtalardan çıkan kurtçuklar larva ağızlarında salgıladıkları ve havayla karşılaşınca iplik şekline dönen sıvılarıyla kozayı örerek pupa dönemine geçerler. Dadı karıncaların yardımıyla kozadan çıkan genç karıncanın vücut rengi açıktır ve bir süre daha bakıma muhtaçtır. Koza yapan karınca türlerinde gelişimini tamamlayan yavru, dadı karıncaların yardımı olmadan kozayı delip çıkamaz. Koza içinde ölümü beklemekten başka çaresi yoktur. “Pupalara bakmakla görevli işçiler pupalık döneminin bittiğini nasıl anlıyorlar? Hangi esrarlı işaret bu zamanın dolduğunu bunlara haber veriyor?” suallerine kesin cevap vermek hayli güçtür. Kuluçka bakımıyla görevli işçiler, yuvada şartlar değiştikçe yumurta ve kozaları pupa en uygun ve kuru yerlere aktarırlar. Yumurta ve larvaları kurtçuk devamlı şekilde yalayarak rutubetli dehlizlerde küflenmelerini önlerler. Koloni bireyleri birbirlerine yüksek bir sevgi hissi ile bağlıdır. İki fert karşılaştıklarında antenlerini birbirlerine dokundururlar, hatta tatlı sıvı damlalarını birbirlerinin ağızlarına akıtırlar. Larvalar çengel biçiminde kıvrık küçük bir baş ve 13 parçadan meydana gelen, ayaksız beyaz kurtçuklardır. Üzerleri ince bir tüy tabakasıyla örtülüdür. Genellikle dadı karıncalarının kursaklarında muhafaza edilen besin salgısıyla beslenirler. Birkaç karınca türünde larvalar kendilerinin parçalamak zorunda kaldıkları böceklerle beslenirler. Ekin karıncalarının larvaları da tohum kabuğundan arınmış tohumları yerler. Üremede görev alacak olan erkek ve kraliçeler larva döneminde protein bakımından zengin besin alırlar. İşçi olacak olanlar ise karbonhidratlı besinlerle beslenirler. Karıncaların antenleri üzerindeki kıllar dokunma ve işitme vazifesi görürler. Bazı karınca türleri gıcırtı veya çığlık şeklinde insan kulağının duyabileceği kadar ses çıkartırlar. Bazılarının karın halkalarında ses çıkarma organı vardır. Bazıları mandibulalarını besini parçalamaya yarayan ağız parçaları çarparak veya başlarını sert cisimlere vurarak ses çıkarırlar. Ancak insan kulağı bu seslerin çoğunu duyamaz. Termit beyaz karınca avcısı olan bazı karınca türlerine av esnasında çekirge gibi keskin ses çıkartan bir “rehber karınca” önderlik eder. Bu rehber karınca arkadaşlarından 50 cm uzakta toprağın altına girse bile çıkardığı tiz sesler arkadaşlarını bu noktaya çeker. Karıncaların işitme organlarının birinci çift bacakta olduğunu ve gözlerinin arılar gibi ultraviole şualarına hassas olduğunu ileri süren bilim adamları da vardır. Karıncalarda alarm mandibül bezlerinden salgılanan kimyasal bir maddeyle duyurulur. Bu kokuyu alan karıncalar bir tehlikenin varlığını anlayarak kaçışırlar. Besin bulan karınca da geçtiği yollara koku bırakır. Arkadaşları bu kokuyu takip ederek besine ulaşırlar. Her gidiş gelişte geçtikleri yolda koku bırakmaya devam ederler. Bu kokulu yolda besinle yuva arasında gidiş geliş devam eder. Besin tükendiğinde yuvaya dönenler koku bırakmayı keserek arkadaşlarının boşuna gidip gelişini önlerler. Karıncalarda koku, tad ve dokunma duyuları çok güçlüdür. Görme ikinci derecededir. Her koloninin kendine has kokusu vardır. Birbirlerini bu kokudan tanırlar. Aynı türden bir yabancı, korunan yuvaya girse, derhal fark edilerek öldürülür. Ancak uzun süre gizlenerek yuvanın kokusu üzerine sinerse yuvaya kabul edilir. Çiftleştikten sonra yuvaya dönen dişinin emniyetle yuvaya kabul edilmesi bu sebeptendir. Yine yuvanın kokusunu alarak yuvayı istila eden diğer böceklerin varlığı da bu şekilde izah olunur. Yabancı bir kraliçe zifaf uçuşundan sonra yolda öldürdüğü işçilerin parçalarını vücuduna temas ettirerek onların kokusunun üzerine sinmesine müsaade eder. Bu koku sayesinde yabancı bir yuvaya rahatça girerek kendini kabul ettirir. Karıncalarda gelişmiş olan koku alma duyusu özellikle antenlerin son 7 mafsalında bölmesinde alınır. Mafsalın her biri ayrı bir koku alma özelliğine sahiptir. Mesela yuva kokusu son parçayla alınır. Sonuncu parça koparılır veya bantlanırsa karınca herhangi yabancı bir yuvaya girer ve yuva sahipleri tarafından öldürülür. Sondan başadoğru üçüncü parça karıncanın yolda giderken bıraktığı kokuyu algılar. Bu parça alınırsa artık gittiği yerde izini bulamaz. Sonraki mafsal “ana-kraliçenin” vücudundan çıkan kokuyu alır. Bu parçası kesilen işçi karınca bundan sonra ne yumurtlayan kraliçeyle ne de yumurta ve kozalarla uğraşmaz olur. Başka bir mafsal koloninin fertlerinin kokusunu alır. Bu parça yok edilirse birçok karınca türü bir araya karıştırılsa kavga etmezler. Karıncalar yuvalarının etrafındaki dar patikalardan gidip gelirken birbirlerine her rastlayışta bir saniye dururlar ve birbirlerine birşeyler söylüyormuş gibi antenlerini birbirlerine dokundururlar. Karıncaların anten dili mi vardır? Antenleri koparılan bir karınca yön bulma özelliğini kaybeder. Yuvasını bir daha bulamaz. Karıncanın sindirim sisteminde üç adet mide bulunur. İlk kısım bir pompa gibi besinleri emmeye yarar. İkinci kısım ise besinlerin bozulmadan saklanmasını sağlayan, genişleyebilen bir nevi kursaktır. Bu sosyal bir cep veya sadaka uzvundan başka birşey değildir. Onda hiçbir sindirim bezi bulunmaz. Üçüncü kısım ise besinlerin sindirildiği gerçek midedir. Kursak gerçek mideden tamamen ayrılmıştır. Bir karınca yuva içinde veya dışında aç bir arkadaşına rastladığında büyük bir nezakette bulunur. Antenlerini diğerinin antenlerine dokundurarak ön ayaklarıyla arkadaşına yaslanır. Ardından kursağında depoladığı besinin bir kısmını arkadaşının ağzına boşaltır. İki canlı arasında yapılan bu besin alışverişine “trofalazı” veya “boşanma” denir. Boşanma karıncaya büyük bir zevk verir. Arkadaşını doyuran karınca neşe içinde oradan ayrılır. Beslenen karınca aldığı besinin hepsini midesine aktarmaz. Bir kısmını diğer karıncaları beslemek için sosyal midesine aktarır. Karınca, sosyal midesindeki besinden kendisi hiçbir zaman faydalanamaz. Midesinin tamamen dolu olması onun açlıktan ölmesine mani olamaz. Her karıncada zehir bezi bulunur. Zehir dikeni körelmiş olanlarda zehir dışarı püskürtülür. Bu madde düşmanları ıslatmaya, boğmaya ve yapıştırmaya yarar. Kendilerini rahatsız eden bir su birikintisiyle karşılaştıklarında bunu kurutuncaya kadar üzerine toprak zerreleri taşırlar. Karınca yuvası Karıncalar, yaşadıkları iklim ve çevre şartlarına uygun olarak taşlar altında, toprakta, ağaç içine, ağaç yaprakları arasında olmak üzere çeşitli yuvalar yaparlar. Hatta karınca türü kadar karıncalık çeşidi vardır. Çoğunda yuvalar, dehlizlerle birbirine bağlı yeraltı mağaralarını andırır. Genellikle her yuvada galeriler, mağaralar, kraliçe odası, yumurta ve larva odaları, erzak depoları, yorgun işçiler için dinlenme ve uyuma salonları vardır. Bazı türlerde mantar yetiştirme yerleri, yaprak bitleri için ahırlar gibi kısımlar da bulunur. Gezici ordu karıncaların Eciton ve Anommalar belli yuvaları yoktur. Büyük kümeler halinde bir bölgeden diğerine geçerler. Yolda buldukları her türlü canlıyı avlarlar. Böcekler, fareler, büyük sıçanlar, kuşlar, yılanlar ve herşeyi yerler. Bunlar kraliçeleri, erkekleri ve her gelişme safhasındaki yavruları beraberlerinde taşırlar. Yalnız geceleri mola vererek basit geçici yuvalar yaparlar. Karıncalar yuvalarını, yumurta, larva ve kozalarını her türlü tehlikeye karşı büyük bir azimle korurlar. Başka bir karınca kolonisinin baskınına karşı yuvalarını kahramanca savunurlar. Rakipleriyle göğüs göğüse çarpışır veya üzerlerine formik asit püskürtürler. Eğer güçlü bir yağmur felaketinde yuva tamamen su altında kalırsa işçi karıncalar kraliçeleri, yumurta ve yavruları ortalarına alarak birbirlerine kenetlenerek canlı bir top meydana getirirler. Bu canlı küme çözülmeden uzun süre su üstünde kalabilir. Bal küpü karıncalar Amerika’nın sıcak bölgelerinde yaşayan bir karınca türü Myrmecoystus hortideorum. Bunlar sosyal kursağını vücudun birkaç misli şişecek şekilde tatlı bir sıvıyla doldurabilmektedir. Tabii halde 5-6 milimetre boyunda olan bu karıncalardan bazıları kolonileri için kendilerini feda ederek bal odalarının tavanlarına ön ayaklarıyla tutunarak canlı birer silo meydana getirirler. Topluluğun diğer zayıf karıncaları bazı ağaçların mazılarını yapraktaki şişkinlikler delerek emdikleri balı bunların kursaklarına boşaltırlar. Kışın ise bu canlı bal küplerinden besin dilenirler. Her bal odasında 30 kadar canlı tulum baş aşağı sarkar. Meksika’da bu karıncalardan yapılan şekerlemelerin satıldığı görülmüştür. Yuvalarını sert killi toprak içinde yaparlar. Bunlara düşkün yerliler kil tabakalarını kırarak bunları kilerlerden toplayarak satışa arz ederler. Karıncalarda kölelik Bazı karınca türleri kendilerinden daha zayıf kolonilere yaptıkları baskınlarda buradaki yavruları kaçırarak yuvalarında esir olarak kullanırlar. Karıncalar içinde bazı esir akıncıları bunu sanat haline getirdiklerinden kendilerini besleme kabiliyetlerinden dahi mahrumdurlar. Böyleleri kölelerini kaybettikleri an, açlıktan ölmeye mahkumdur. Esir akıncılığında en tanınanlar “Amazon karıncaları”dır. Bunlara ABD’nin kuzeyindeki ormanlarda bol rastlanır. Senede birkaç defa esir akınlarına çıkarlar. Amazonların yuvada yaptıkları tek iş köleleri tarafından beslenmek ve hasımlarının başını delmek için gelişmiş olan silahlarını cilalamaktır. Ağızlarına besin boşaltan esirlerin yardımı olmadan yaşayamazlar. Kendilerini beslemekten aciz olduklarından bir şurup gölcüğü içinde olsalar da açlıktan ölmekten kurtulamazlar. Onlar için esir akıncılığı bir ölüm kalım meselesidir. Fakat bu akınlarda zannedildiği gibi büyük katliam yoktur. Ancak karşı koyanlar öldürülür. Bazı köle kullanan karınca türleri köleleri olmadığı zaman kendilerini besleyebilmeye adapte olabilmektedirler. Avcı karıncalar Yalnız tropik iklimlerde yaşayan ve etle beslenen karıncaların milyonlarcası bir araya gelerek ordular kurarlar. Bunların öldürmek ve yağma etmekten başka sanatları yoktur. Ordularını ve seferlerini askerce tanzim ederler. Ordunun önünde keşif kolları çıkarırlar. Bunların en korkuncu Afrika’da yaşayan “Doryline Anomma” karıncaları ile Tropik Amerika’da yaşayan “Eciton”lardır. Bir Anomma ordusunun gelişi çevredeki canlılar için büyük bir panik meydana getirir. İki milyondan fazla askerli bu muazzam ordunun önünden kaçmayan her şey anında imha edilir. Ordunun ortasında kraliçe ve kozalar taşınır. Bir çeşit çığlık sesi ve kuşların kaçışı sürünün geldiğini haber verir. Yollarının önüne rastlayan tavuk kümesini, memeli ve böcekleri imha ederler. Yerliler bunların korkusundan köylerini terk ederler. Eskiden bazı yerlerde esirler bunlara yem olarak atılırdı. Anomma karıncaları Tonga’da kafesteki bir parsı bir gece içinde iskelet haline getirmişlerdi. Evden götürülemeyen bir hasta olursa karyolanın ayakları sirke içine konur. Damdaki çatlaklardan üstüne düşerlerse bir anda etini kemiklerden sıyırırlar. Onların geçtikleri yerde canlı kalmaz. Zararlı böcekleri yok ettiklerinden bir bakımdan faydalı sayılırlar. Anomma ordusunun yürüyüşünü akarsular bile durduramaz. Bir nehirle karşılaştıklarında çeneleriyle birbirlerinin bellerine tutunarak canlı bir köprü yaparlar. Kraliçe, yumurta ve larvalar bu canlı köprü üzerinden geçirilir. Bunların belli bir yuvaları yoktur. Göçebeler gibi devamlı yer değiştirirler. Her konakladıkları yerde geçici yuvalar kurarlar. Çeneleri vücuttan ayrılsa bile tuttuğunu bırakmaz. Yerliler yaraları dikmek için bunları dikiş kancası gibi kullanırlar. Yaranın dudaklarını sıkıca ısıran karıncanın hemen başı vücudundan kesilir. Öldüğü halde yarayı bırakmaz. Evliya Çelebi Seyahatname’sinde bu karıncaların ameliyatlarda yara dikişlerinde kullanıldığını hikaye etmektedir. Mantar yetiştiren karıncalar Amerika’nın sıcak bölgelerinde yaşayan bazı karınca türleri yeraltı mağaralarında küçük mantarlar yetiştirirler. Kendileri ve larvaları bu bitkisel besinlerle geçinir. Ektikleri mantarlardan başka besin almazlar. Güney Amerika’da yaşayan Atta sexdens bu tür karıncalardandır. Kolonide üç çeşit işçi karınca vardır. Yuva dışına çıkmayarak kapıları bekleyen 16 mm’den daha irilere “büyükler”; yuva dışında ağaç yapraklarını kesen, parçalayan ve yuvaya getiren “ortalar”; yuva içindeki mantarlıkta sporları eken gübreleyen ve mantarları yetiştiren “çok küçükler”. Arjantin’de yaşayan bir karınca türü mantarını yuvasında değil, yuva dışında açık havada yetiştirir. Bu dev mantarların şapkalarının çapı 20-40 cm, ağırlığı ise bazan üç kiloyu bulur. Zehirsiz olan bu yenebilen mantarlara ancak bu karıncanın yuvasının üstünde rastlanır. Çoban karıncalar Bazı böcekler tatlı madde çıkarırlar. Bunlar genellikle Hemoptera takımına bağlıdır. Bazı gündüz kelebeklerinin tırtılları da tatlı madde çıkarırlar. Bu maddelere düşkün olan bir kısım karınca türleri bunların çıkardığı tatlı sıvılarla beslenirler. Yaprak bitlerine özel bir ilgi gösterirler. Bunları antenleriyle adeta okşayarak şekerli madde çıkarmalarını teşvik ederler. Damlalar halinde çıkan bu tatlı salgıları içerler. Karıncalar bu bitleri diğer böceklere karşı korurlar. Yaprak biti sürüsünü otlatmayı, yuvalarında barındırmayı, muntazam sağmayı bir sanat haline getirmişlerdir. Bazı karıncalar da şekerli salgısı olan tırtıllardan faydalanırlar. Kendilerine göre dev bir at gibi olan tırtılların sırtlarına binerek kendilerini taşıtırlar. Tırtılın karın bölgesinin son kısmını antenleriyle okşayarak çok sevdikleri tatlı sıvıyı salgılamasını sağlarlar. Her karınca bindiği tırtılı düşmanlarına karşı korur. Kaynak Rehber Ansiklopedisi karınca 1 . Zar kanatlılardan, toplu olarak yaşayan, yuvaları toprağın altında olan ve birçok türü bulunan böceklerin genel adı Formica. 2 . Madenlerde, döküm sırasında arada hava kalmaktan veya pastan ileri gelen ufak deyim ve birleşik fiillerkarıncayı bile ezmemek veya incitmemek

dev yuva yapan beyaz karınca